Nefes ve Kivanc ucakta gule eglene giderler. Kivanc’in varligi, bir kac saat once Tahir’in yasattigi ufak capli kiskanclik krizini gecirmistir. Kivanc basina gelen komik hikayeleri anlatiyor, is arkadaslarindan bahsediyor, Nefes hastalarindan bahsediyor, Mercan’la anilarini anlatiyordur. Gorenler nese icinde sohbet eden bir cift goruyorlardir.
Nefes bu haftasonunu dort gozle bekliyordur. Ucaktan indiklerinde Salih’in soforu Nefes’I almaya gelir. Kivanc Nefes’I arabaya kadar goturur ve “ Yarin aksam 8’de kapindayim. O vakte kadar sana keyifli saatler!” der ve yanagindan oper.
Nefes eve vardiginda Perran kapida onu bekliyordur.
Perran: “Evimin manolyasi, mis kokulu gulu gelmis!” diyerek karsilar. Perran biricik kizini cok ozlemistir ve cok da merak etmistir. Nefes ozlemle annesine sarilir.
Nefes: “ Gul yanaklim, kontesimmm! Birtanecik Perusum!”
Perran: “Hahayt! Ay ne sultanin bitiyor, ne kontesin!” diyerek guler. Bu Istanbul hanimefendisi cevreye karsi mesafelidir ama evlatlarina ve sevdiklerine karsi son derece sicaktir.
20 dk sonra abisi ve esi gelir..Salih kiz kardesine sarilip havada dondurur.
Salih “ Cok sukur iyisin!”
Nefes:” Iyiyim abi! Sayende daha da iyi olacagim!” der.
O sirada Salih’in esi Sinem gelir ve “Nefescigim, seni cok merak ettik! Salih basina gelenleri anlatinca cok endiselendim! Ama Allah’tan abin halleti” der. Salih ve Nefes Sinem’e susmasi icin hemen kas goz yaparlar. Sinem bu sozleri safca ama samimiyetle soylemistir ama tabii yaninda duran Perran’I hesaba katmamistir.
Perran: “ Anlamadim? Basina gelen nedir Nefes?”
Salih : “ Eee! Sey! Perus yok ya birsey! Haydi sofraya gecelim! Nefiseee! Neler dokturdun yine bugun?’
Perran ters gozlerle Nefes’e bakar, Nefes annesiyle goz goze gelmemek icin hizla salona yurur.
Yemeklerini ailecek keyif icinde yerler. Perran enginarli dolmasini yapmis, firinda levrekler pismis, masada kalamarlar, midye dolmalar, coban ve roka salatalari, mezeler, Perran’in Karakoy’deki Ermeni lakerda’cisindan lakerdalar sira sira dizilmistir.
Perran aile buyugu olarak her zamanki raki guzellemesiyle kadehini ailesinin serefine kaldirir.
“ Hu diyelim erenlere!
Buna gonul verenlere!
Karisindan yagli sopayla dayak yiyenlere!”
Perran kadehin obur ucundan tutup agzina gotururken herkese icme komutunu verir “ Serbet!”
Herkes “ Serbet!” diye bagirip, rakisindan bir yudum alir ve yemege baslar.
Her ailenin, her kulturun birlikteligi kutlama ritueli farklidir ve hepsi ayri ayri guzeldir. Gonuller bir olunca ister raki icmissin, ister serbet. Badeyi muhabbetle serbet etmektir mesele.
O sirada Kaleli Konagi’nda Tahir bahcede oturmus Nefes’I dusunuyordur. Yigit’in banyosu yaptirilmis, disleri fircalanmis, cisi yaptirilmis, yatagina yatirilmis ve masal okunmustur. Yigit yataginda misil misil uyuyordur.
Herkes iceride kendi isinin gucunun basina gecmis ve Tahir tek basina oturmus Nefes’I dusunuyordur.
“Bana seni istemiyrim dedi! Benim tek sevdam, tek helalim bana seni istemiyrim dedi!. Tamam sen de haklisun! Cok geldim ustune! Simdi Istanbul’da ailenin yanindasin. Kimbilir neler ediysin..Benden uzaktasin. Ben sensizim, gogsum sensiz usuyor! Simdi yanimda olsan, bana sarilsan biz birlikte ay’a baksaydik..Elin elimde, gozun gozumde, basin gogsumde olsaydi! Ozledim..Ozledim be Nefes’im!”
Tahir Nefes’iyle dopdoluyken, o esnada telefonu calar. Arayan Devresi Ali’dir.
Ali: “Devreeeem! “
Tahir: “Sen kimsin ula?”
Ali: “Hala hoduksun be aga! Ben devren Ali! Gecmis olsun devrem!”
Tahir: “Vay devrem! Nasisun?”
Ali: “Aga, komadan ciktigini duyar duymaz Mustafa Abi’yi aradim o da telefonunu verdi, bahcede tek basina oturuyor dedi, ben de aradim.”
Tahir: “Sen benim komadan ciktigimi nassi biliysin?”
Ali: “Istihbarat’a hakkinda bilgi talebi geldi de ondan. Birileri donunun rengine kadar ogrenmek istemis. Bizimkiler istihbarati coktan vermisler. Ben tesadufen dosyani henuz bugun gordum ve gorunce de gidip bizim Mudur’e sordum. O da bi tanidiginin kizinin senin doktorun oldugunu, sen komadan uyandin diye sana caktirmadan yardimda bulunmak istedigini ve bilgi istedigini soyledi ama tabii bizim Mudur de yememis ama hatirli tanidik diye de desmemis.”
Tahir saskindir “Ne? Nefes’in teyzesi mi istemis?”
Ali: “Doktorunun adi Nefes mi? Neyse iste, kadin yedigin ictigine kadar ogrenmek istemis aga. Askeri psikiyatrik raporlarina kadar gidilmis. Hayirdir ya neler oluyor? Biz bu kadar istihbarati risk faktoru yuksek kisiler icin topluyoruz!”
Tahir: “ Anlamadum! Neysa, sen nasisin?”
Ali: “Ben cok iyiyim de aga sen emin misin bi durum olmadigindan?
Tahir: “Yani biraz Nefes’in karim oldugunu soylemis olabilirim!”
Ali: “ Ne? Ne diyosun oglum sen? Senin tahtalar saglam mi?”
Tahir: “ Ya hayde bosver sen bunlari! Oyle bi kafam karisik uyandim iste!”
Ali:” Simdi anlasildi. Sen boyle doktorum karimdir muhabbeti yapinca Teyze Hanim da panikledi soyunu sopunu inceletti. Neyse, ben musait bir zamanda gelip seni gormek istiyorum..Cok mutluyum be oglum! Cok sukur dondun aramiza!”
Tahir: “ Devrem, ben komaya nasil girdigimi hatirlamiyrim, raporda yaziyi bisiler ama sen biliymisin gercekten ne oldugunu?”
Ali “ Yaa! Aga bak ben seni yarin sabah arayayim rahat rahat konusuruz olur mu? Simdi cok acil bir is yetistirmem lazim”
Tahir: “Tamam ula! Mutlaka ara ama!”
Ali guler “ Tamamdir..Aramiza tekrar hosgeldin Deli Tahir!”
Tahir: “Sagol devrem hayde!”
Tahir telefonu kapattiktan sonra arkasina yaslanir. “ Ula bu gadin nasil bi cins?” diye dusunur.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Perran Sinem’I kenara cekmis konusuyordur. Salih ve Nefes Perran’in gulerek Sinem’le sohbet etmesinden cok mutlu olmuslardir. Belki de “sican suratli” gercekten de Perran tarafindan artik kabul edilecektir.
Nefes: Naptin lan adama, acik konus.
Salih: Kizim nereden geldi senin ustune bu racon halleri yaa! Naptin lan ne demek lan abiye?
Nefes: Sen de dedin simdi!
Salih: Ben derim..Sana noluyo?
Nefes: Ben de derim! Off! Salih Zorlu beee! Hadi dokul!
Salih: Iyyy! Valla Perus gormesin bu hallerini tefe tutar seni..Karadeniz seni dagli yapmis kizim! Iyyy!
Nefes: Baga artistlik yapma Salih Zorlu!
Salih:” Nefes sen kimlerle takiliyorsun orada? Cidden merak ediyorum! Hani bilmem gereken bir durum varsa simdi soyle cunku bu Nefes bildigim Nefes degil ve ben tirsiyorum abicim!”
Nefes guler “ Aman ya iyiki de iki racon kestik hemen bi tirsmalar! Sen daha 2 gun once adam tepeledin abi bana mi laf ediyorsun yaa?”
Salih: Adami ben tepelemedim hayatim! Bu ise gonullu insanlar var..Arkadasi cektiler, hafif makyaj yaptilar, biraz sagini solunu cekistirdiler, ustunu basini hirpaladilar, biraktilar. “
Nefes: Ne kadar da Vivienne Westwood 2018 kreasyonu!
Salih: Yesinler senin moda kulturunu! Bi kere o Docle & Gabbana!
Nefes: D&G’yi sevmiyoruz. Dolce iyi ama Gabbana homofobik ve irkci hiyarin teki!”
Salih basini saga sola sallamaya baslar “ Bana Italyan modasi giybetini verdigin icin ayyy nasil mutluyum Tanrimmmm! Aman da kulturume kultur eklendi cok sukur!
Nefes guler: “Abi seni ozlemisim!”
Salih Nefes’in yuzunu oksar : “Ben de Nefesim, ben de birtanem! “deyip kardesini cekistire cekistire oper.
Nefes: “Abi birak ya nefes alamiyorum!”
Salih: “Sus kiz ozlemisim!”
Nefes ertesi sabah uyanmis Perus’un nefis kahvaltisini etmis ve kendini Cadde’ye atmistir. Bagdat Caddesi’ni cok ozlemistir. Magazalari ve cafeleri ile Cadde ekoldur! Nefes Beymen’den, Vakko’ya, oradan cikip Louis Vuitton’a girmis her magazayi buyuk bir ozlemle gezmistir.
D&R’a girip Yigit’e Ingilizce kitaplar alir. Ona Ingilizce ogretecektir. Baska bir magazaya girip Yigit’e 2 sort, 2 t-shirt ve bir Nike alir. Daha sonra Kadikoy’e iner. Ogle yemegini unlu Antep restorani Ciya’da yer.
Nefes Kadikoy Carsi’da balikcilara gider, taze cikmis midye dolmalari alir, kirmizi turp, roka, barbun baligi alip yaninda getirdigi cantaya atar. Tahir tum gun aramamistir. Nefes daha fazla dayanamayip Tahir’e mesaj atar.
Nefes: Selam! Yigit iyi mi? Neler yapiyorsunuz?
Cevap yok…10 dk gecer…20 dk gecer ama cevap yoktur. “ Yigit’le havuzda terapistinle birlikte sefa mi yapiyorsun sen?”
Nefes: Mesgulsun galiba! Musait bir vaktinde Yigit'le ilgili geri donersen sevinirim. Tesekkurler!
Nefes’in telefonu calar. Arayan Tahir’dir. Nefes telefonu bir sure caldirdiktan sonra acar.
Nefes: Efendim!
Yigit: Nefes Ablaaa!
Nefes: Kuzuuuum! Nasilsin birtanem? Neler yapiyorsun?
Yigit: Biz Tahir Abimle, Fatih Abimle gemime geldik Nefes Abla! Bana Kaptanlik ogretiyorlar!
Nefes: Oyle mi? Cok sevindim birtanem. Egleniyor musun sen?
Yigit: Cok egleniyom ki! Tahir Abim bana telsizleri ogretti, pusulayi ogretti.
Nefes: Ah canim benim! Tahir Abin baska ne ise yarar zaten, aferin ona, ne iyi etmis! Kuzum, ben aksama seni arayamayacagim o yuzden simdiden operim mis kokulu yanaklarindan. Geldigimde gorusuruz tamam mi birtanem?
Yigit: Tamam! Ben de opuyom Nefes Ablam! Seni cok ozledim..Hemencecik gel tamam mi?
Nefes: Tamam birtanem, hemencecik gelecegim! Ben de seni cok ozledim canim! Operim kuzum!
Yigit: Ben deeee!... Nefes Ablaaaa! Bekle bak, Tahir Abim konusmak istiyomus.
Tahir: “Selamun Aleykum Nefes!”
Nefes triple “ Merhaba!”
Tahir: “Biz denizin ortasindayuz diye telefon pek cekmii o yuzden mesajin gec geldi galiba.”
Nefes: “Onemli degil. “
Tahir: “ Ee? Senin nasil geciyi Istanbul’da vaktin? Teyzen iyi mi?”
Nefes: “Cok guzel geciyor. Geziyorum, tozuyorum..Teyzem de iyi, cok tesekkurler. Eee!....Benim gitmem lazim. Sonra konusuruz..Tamam mi?”
Tahir: “Asil sen mesgulsun galiba!”
Nefes: “Evet aksama bir yemek randevum var, kuafore gitmem lazim, ona da gec kaliyorum!”
Tahir:” Demaa! Yemek randevun var! Kuafor'e de gidecen demek! Cok mu ozel bu randevun Nefes?”
Nefes: “Hadi sana iyi gunler Tahir!”
Tahir sinirlenir “Oyle olsun! Hayde!”
Tahir telefonu Nefes’in yuzune kapatir.
Nefes : Hoduk!
Tahir: “ Ula Nefes! Yemek randevusu varmis! Kimlan gidiysin sen yemege? Gez bakalim, gez! Bu gidislerin donusleri de olacak Nefes Hanim!”
Yigit: " Tahir Abi noldu?"
Tahir: " Senin bu Geyik ablan ta Istanbul'dan tepemin tasini attirdi, o oldi!"
Yigit kikirder.. "Kadin milletiyle inatlasma Tahir Abi, kazanamazsin!"
Tahir guler " Ula sen nerden biliysin kadin milletini bu yasta?"
Yigit bilmis bilmis bakip guler" Gecen gun Asiye Teyzem Mustafa Amca'ma bisi dedi, Mustafa Amcam da kizdi ve odadan cikarken bana dedi ki " Yigit oglum, bu gadin milletiyle itisme, gazanamazsun! Oyyy Asiyam Oyy! yapti sonra da! "
Tahir guler. " Oyy Yigidim Oyy! Kim kazanmis ki ben kazanayim?"
Nefes balikcilar’dan asagi dogru inip Haci Bekir’den Mercan’in akide sekerlerini alir, Caferaga’ya gidip Turk kahvesini icer ve bir taksi cagirip Suadiye’ye dogru yola cikar. Eve vardiginda hizlica dusa girip, kuafore gidip fon cektirir ve 19:30’da hazir bir sekilde Kivanc’I beklemeye baslar. Kivanc oglen mesaj atip adresi almis, aksam icin sabirsizlandigini soylemistir.
19:45’te kapinin zili calar. Nefise otomat’a basip kapiyi acar. 2 dk sonra Kivanc ustunde bir blazer, icinde beyaz jilet gibi utulu gomlek, altinda lacivert bir pantolonla kapidadir. Nefise misafiri icer buyur eder. Perran salonda Kivanc’I bekliyordur.
Perran: “Hosgeldiniz evladim! Ben Perran Arcan! Nefes’in hem teyzesi hem annesiyim!”
Kivanc: “Hosbulduk efendim! Nasilsiniz? Sizinle tanismak ne buyuk mutluluk.”
O sirada Nefes iceriden gelir. Kuafor’de yapilmis dalgali saclari, uzerinde Vakko’nun 2018 Yaz Kreasyonu’ndan derin V yaka ve sirti acik fusya mini elbisesi, ayaginda siyah bantli, yuksek topuk stilettorlari ve elindeki siyah klasik Chanel cantasi ile tam bir cadde kizidir.
Kivanc Nefes’I gorunce gozleri parlar. Nefes goz alicidir.
Kivanc: “Nefes harikulade gorunuyorsun!”
Nefes utanarak “Tesekkur ederim, sen de cok hossun!” der.
Perran Kivanc’I buyuk bir begeni ile suzuyordur “Evladim gitmeden likor ikram edebilir miyim size?”
Nefes ve Kivanc birbirlerine bakarlar. Kivanc elbette ev sahibi olarak Nefes’in bir sey soylemesini bekliyordur.
Nefes: “Kivanc, gec kalmayacaksak belki 10 dk oturabiliriz” der.
Kivanc: “Memnuniyetle!” der ve Perran ev yapimi visne likor’unden ikram eder.
Perran’in asil derdi bu adamin aslini astarini ogrenmektir elbette. Kizini ne idugu belirsiz insanlara yemege gondermeyecektir. Hos, bu konuda soz sahibi degildir ancak yine de kiminle muhattap oldugunu bilmek ister.
Perran: “Kivanc’cigim Fenerbahce’de oturuyormussunuz oyle mi? Nefes biraz bahsetmisti.”
Kivanc: “Evet efendim! Ailem uzun zamandir Fenerbahceli. Belki annemi tanirsiniz. Emel Akyol.”
Perran duraksar “ Kivanc! Sen Emel Hanim’in oglu musun? Vakif'tan dostlarim Mehmet ve Emel Akyol!”
Kivanc sevinmistir. Oh aile de cepte! diye dusunur.
Kivanc: “Evet efendim, ta kendisiyim!”
Perran cok mutlu olmustur: “ Hay Allah! Yahu bak sen goruyormusun su isi Nefescigim? Kivanc benim uzun yillardir tanidigim Emel Hanim’I oglu! Ben nasil bugune kadar ogluyla tanismamisim hayret” der.
Nefes : “ Evet Perus, guzel bir tesaduf olmus!” der.
Kivanc: “Efendim, benim bu hafta bir kac gun Istanbul’da islerim var ancak haftaya annemler Trabzon’a gelecekler. Siz gelmeyi dusunuyor musunuz?”
Nefes lafa girer : “Kivanc, benimkiler pek Trabzon insani degil!”
Perran Nefes’I bozacak bombayi patlatir: “ Sevgili Kivanc! Bu ne guzel tesaduf! Pazar gunu Nefes’le birlikte Trabzon’a gidiyorum, orada Mehmet Bey ve Emelcigimle bir muhlama yeme keyfini tadariz artik! “ der ve guler.
Ne Trabzon’u yaa? Ne Pazar’i? Anne napiyorsun sen Allahaskina?
Nefes kaslarini kaldirarak Perran’a bakar : “Pazar?”
Perran gulumseyerek basini sallar ve cevap verir“ Pazar!”
Nefes: “ Kivanc biz kalkalim mi artik ne dersin?”
Kivanc Perran’a egilip elini oper ( basina koymaz) ve “ Cok memnun oldum efendim! Orada mutlaka gorusmeliyiz! Tekrar gorusmek uzere!” der ve Nefes’in kolundan cekistirmesiyle disari cikarlar.
Asansor’de Kivanc Nefes’e doner ve “ Vay be! Annen saglam ha!” der.
Nefes:” Ne demezsin! Sulu goturur, susuz getirir!”
Tahir bahcede oturuyordur. Mercan’la yemege gittiginde Nefes’i arkasinda bahcenin bir kosesinde aglar birakan Tahir simdi Nefes’in Kivanc’la yemege gittigi anlarda, ayni bahcede derdine yaniyordur. (Eee! Ne demisler? Gun gelir devran doner ve Joy mazlumun ahini yerde birakmaz! 😊)
Iceride Saniye radyo acmis ve bahceye Melihat Gurses’in sesi geliyordur.
“Bir kızıl goncaya benzer dudağın
Açılan tek gülüsün sen bu bağın
Kurulur kalplere sevda otağın
Her gören göğsüme taksam seni der
Kimi ateş gibi yaktın beni der
Kimi billur bakışından söz eder
Kimbilir hangi gönüldür durağın” (Beste: Amir Ateş/ Güfte: Melek Hiç - Bir Kizil Goncaya Benzer Dudagin)
Tahir: “Nerelerde, kimlerle bensizsin simdi Nefesim?”
Nefes ve Kivanc Lacivert’te yemektedirler. Nefes cok ozledigi Bogaz’in kokusunu icine ceker. Aylardir bu kokuyu almiyordur. Bu koku evidir, ailesidir, cocuklugu, gencligi, dostlari ve koskoca muhtesem Istanbul’udur.
Batan gunes’te Anadolu Hisar’indan Avrupa Yakasi goz alici gorunuyordur. Istanbul’un en guzel vakitleri bu vakitlerdir. Karsilarinda Rumeli Hisari, Bebek, Arnavutkoy olanca ihtisamiyla adeta “ Hosgeldin Nefes!” diyordur..” Evine Hosgeldin!”
Nefes evinde olmaktan mutludur. Burada buyumus, hafizasina kazidigi cogu hatirasini burada edinmistir.
Kivanc’la birlikte yemeklerini yerken ikisi de Istanbul’ludur. Trabzon’dan eser yoktur. Yemek boyunca sohbet edip gulusurler. Trabzon’un konusu bile acilmaz. Nefes belki de geride biraktiklarini bir nebze olsun unutmak istiyordur. Kivanc sayesinde Tahir'le itismekten ustune gelen sinirden de eser kalmamistir. Trabzon Trabzon’da kalmis, Istanbul Istanbul’lunundur.
Lacivert harika bir mekandir. Yemekler nefis, ambiyans tam Istanbul, servis mukemmeldir. Kivanc ise en ideal kavalyedir. Yemek boyu sohbet etmisler, gulmuslerdir. Nefes Kivanc’a gitgide daha cok isiniyor, daha cok alisiyordur.
Kivanc: " Bu yaz tatili icin planlarini yaptin mi?
Nefes:" Henuz bir sey yapmadim. Hastane'de hepimiz izinlerimizi ayarliyoruz ama saniyorum Agustos gibi tatile kacarim."
Kivanc: " Sana bir teklifim var. Bu yemegi de alnimin akiyla atlatirsam ve seni tavlamaya basariyla devam edersem 25 Agustos-3 Eylul arasinda Burning Man festivali var. Benimle gelmek ister misin?"
Nefes guler " Ooo! Simdiden 2 ay sonrasinin planini yapmak biraz hizli olmuyor mu?" diye sorar.
Kivanc:" Oncelikle, eger benimle gelirsen biletleri almamiz gerekiyor, vizeler vs..Sonra daa, ileriyi goremeyen ilerleyemez ki sekerim! Benden kisa surede bikacagini dusunmuyorum valla..Fena adam degilim hani" deyip guler.
Nefes: "Haha! Hic fena degilsin hem de! Ama bence yine de 2 ay sonrasinin planini yapmak icin henuz cok erken..Yani bizim icin."
Kivanc gulumseyerek Nefes'e bakar: “ Anladim.. O zaman yavas gideriz biz de... Soyle bakalim mutlu musun?”
Nefes guler “Mutlu muyum?”
Kivanc: “Evet! Burada benimle olmaktan mutlu musun?”
Nefes gulumser “ Burada olmaktan, seninle yemek yemekten ve bu muhtesem atmosferi icime cekmekten cok memnunum!”
Kivanc: “Mutlu degilsin yani?”
Nefes gulumser “ Yani simdi sen pat diye sorunca..Mutluyum elbette!"
Kivanc: “ Peki! Simdilik bu da bana yeter! Seni ne mutlu ediyor? Bilmek istiyorum..”
Nefes: “ Hmmm. Bir dusunelim…Ailem mutlu ediyor..Dostlarim!..Her ameliyat sonrasi birisinin daha hayatini kurtarmam veya sagligini duzeltmem…Hanimeli kokusu mutlu ediyor beni..Bogaz’in kokusu, kendimi gelistirmek, seyahatlere cikip yeni ulkeler kesfetmek ve elbette Yigit.”
Kivanc: “Yigit su yetim cocuk degil mi?”
Nefes: “Evet, o bir dunya sekeri! Kivanc, inan ben de 1 gun icinde ona bu kadar baglanacagimi tahmin etmezdim ama Yigit bambaska bir cocuk..Tahir de ben de onu cok seviyoruz.”
Kivanc: “Tahir?”
Nefe’in gozleri parlar: “Evet! Tahir de Yigit’le cok ilgileniyor. Yurt’ta yangin ciktigi aksam Tahir tum cocuklarla ilgilendi, onlari sakinlestirdi..Kivanc gormeliydin. Tahir sihirbaz gibi geldi ve imdadimiza yetisti. Yigit de iste o cocuklardan biriydi..Tahir onu aldi, sardi sarmaladi, sahip cikti…O gunden beri de Yigit Kaleli’lerde kaliyor ve Tahir ona abilik ediyor. Elbette ben de Yigit’I hic birakmiyorum.”
Kivanc: “Hmmm. Tahir oldukca etkileyici birisi demek.”
Nefes guler “Yigit icin diyelim! Yoksa hodugun teki!”
Kivanc kendi kendine gulumser. “ Bir gun beni de Yigit’le tanistirir misin? “
Nefes: Seve seve!
Kivanc:” Hazirsan kalkalim mi? Biraz sahil boyu yururuz”
Nefes: “ Cok sevinirim..Cok ozledim!”
Kivanc ve Nefes Anadolu Hisari sahili’nde yururken karsida Istanbul’u tum ihtisamiyla seyrediyorlardir. Kaldirimda genc muzisyenler gitarlariyla muzik yapiyordur.
Nefes: “Sehr-I Istanbul! Gece ne guzelsin! Gunduz yurek acisi, gece yurek sifasi!” der gulerek.
Kivanc Nefes’in elinden tutar “ Sen de bu gece bana sifa olur musun?”
Nefes gulerek Kivanc’a bakar “ Doktora mi ihtiyacin var yoksa?”
Kivanc celik mavisi gozleriyle Nefes’in gozlerine bakar “ Senin ilgine ihtiyacim var!”
Nefes gulumser “ Yaa! Ben ilgilendigimi dusunuyordum?”
Kivanc Nefes’in elini dudaklarina goturur “ Sen sahanesin! Ama sanirim ben biraz daha fazlasini istiyorum..” Donerek Nefes’e gulumser “ Galiba biraz bencilim!” der.
Nefes gulumser “ Pekii! Aklinda ne var?”
Kivanc: “ Hemen soyleyeyim prenses….Bu gece cok guzel gorunuyorsun” der ve Nefes’in elini tutar ve “ ve ben bu harikulade guzel kadinin bu muhtesem Istanbul gecesinde ayaklarini biraz yerden kesmek istiyorum”
Nefes gulumser” Nasil yapiyorsun onu?”
Kivanc Nefes’e yaklasarak “Kendini bana birak!” der ve elini tutup sahilde dans etmeye baslar..Mehtap Bogaz’in uzerinde bir mucevher gibi parliyordur.
Kivanc Nefes’in gogsune cekmis yumusak hareketlerle dans ederken Nefes’in kulagina sarki soylemeye baslar.
“ Some day when I’m awfully low,
When the world is cold
I will feel a glow just thinking of you
And the way you look tonight.” ( Dorothy Fields/ Just the Way You Look Tonight)
Bir zamanlar Frank Sinatra’nin une kavusturdugu bu efsanevi ask sarkisini Nefes cok iyi biliyordur. Bogaz’in meltem’I eteklerini savururken Kivanc’a sarilip onun sesinden bu sarkiyi dinleyerek dans etmek onu bambaska bir aleme goturmustur. Hersey cok buyuleyicidir!
Kivanc, mehtap, Bogaz, dans, romatizm…Nefes’in ihtiyaci olan her sey oradadir.
Kivanc Nefes’I dondurur ve kendisine dogru ceker. Hafif meltem Nefes’in saclarini dalgalandiriyordur.
Kivanc “Cok guzelsin...ve harika dans ediyorsun! “ dedikten sonra Nefes’I bir kez daha dondurur.
Nefes ambiyansin buyusuyle sarhos gibidir. Kivanc’in ilgisi, onu dans ederken cevirmesi, buyuleyici Istanbul aklini basindan almistir.
Kivanc dans ederken, nazik hareketlerle Nefes’I belinden kavrar ve kendine ceker. Mehtabin isiginda Nefes cok guzel gorunuyordur..Kivanc’in celik mavisi gozleri ise iki yildiz gibi parliyordur.
Kivanc Nefes'in cenesini tutar ve kendine dogru ceker. Nefes kolunu Kivanc'in boynuna atar ve Kivanc'in onu opmesi icin basini yana eger ve..
O anda ilahi bir mesaj gibi, muzisyenlerden cok tanidik tinilar yukselmeye baslar.
“Koyverdun gittun beni, oy
Koyverdun gittun beni”
Nefes komut dudugunu duymus Doberman gibi dikilir…
Kivanc tam onu opecekken, muhtesem bir ambiyans varken ve ustune ustluk Anadolu Hisari’ndayken duydugu Kazim Koyuncu’nun meshur ettigi bu Karadeniz turkusu Nefes’e adeta Karadeniz’den sert bir dalga gibi gelmistir.
Kivanc:” Nefes, iyi misin?”
Nefes: “Salak!”
Kivanc” Nefes noldu?”
Nefes” Ha? Ne? Iyiyim, hersey super..Iyiyim!”
“Allahundan bulasun oy,
Allahundan bulasun.”
Nefes icinden “Bi sal beni be adam, bi sal!” derken Kivanc’a donerek : “Cok iyiyim! Sey..Artik yavas yavas eve gidelim mi ha, ne dersin? Hadi gidelim..Evet!... Evet!... Bence gidelim.”
Kivanc guluyordur “ Nefescigim, cidden iyi misin? Hayalet gormus gibi oldun! Bir bakar misin bana?”
“Kimse almasun seni, oy
Kimse almasun seni
Yine bana kalasun..” ( Kazim Koyuncu/ Gelevera Deresi)
Nefes icinden Tahir'e atarlaniyordur “Cok beklersin!" Sinirini gizlemeye calisan bir kahkahayla Kivanc'a doner “ Hahaha! Yok yaa! Muzisyenler ne guzel muzik yapiyorlar degil mi?.. Dur ben onlara para vereyim!”
Nefes hizla muzisyenlere yuruyup alkislayip, kinayeli bir tonla “Sarki seciminiz efsane!... Bravo! …Zamanlamasi da sahane!” diyerek kutularina para atar.
Muzisyenler gulumseyerek “ Tesekkur ederiz, begendiginize sevindik!” derler.
Nefes: “Ne demezsin! Bayildim! Kazim Koyuncu’yu kim sevmez degil mi?” deyip Kivanc’in yanina geri doner. ( Kazim Koyuncu’ya bu evren’den oldugu evrene sonsuz sevgiyle 💓)
Nefes bir ergen gibi davranmayi birakmasi gerektigini farkedererk, guleryuzle Kivanc’a donup “ Kivanc, galiba bu gece benim aklimi biraz basimdan aldi..Her sey cok guzeldi ama biz artik gitsek mi?” diye sorar.
Kivanc Nefes’in uzerine gitmemesi gerektigini bilecek kadar beyefendidir. “ Pekala lady’im! Hadi seni eve birakayim!”
Kivanc Nefes’I eve birakir ve Trabzon’da tekrar ailecek gorusmek uzere sozlesirler. Arabadan inerken Kivanc Nefes’i yanagindan oper ve “ Bu gece icin cok tesekkur ederim Nefes..Umarim senin icin de benim icin oldugu kadar buyuleyiciydi” der.
Nefes “ Muhtesem bir geceydi, cok tesekkur ederim” diyerek arabadan iner.
Nefes eve girdiginde Perus coktan uyumustur. Odasina gider elbisesini cikartir, banyoya gidip makyajini cikartip, dislerini fircalar, odasina donup geceligini giyer ve yatar.
Harika bir gece gecirmistir. Kivanc tam bir centilmentir. Cok yakisikli, cok nazik, cok kulturlu ruya gibi bir adamdir.
Nefes gecenin kor vaktinde ic hesaplasmasina baslar.
Kizim senin sorunun ne ya? Adam centilmenligin Messi’si be Messi’si! Ne oyle bir sarki duydun diye ergenler gibi kacmalar, bi afallamalar, bi “Sey! Biz eve gitsek mi?” demeler! Kezban! Trabzon’da kala kala iyice kendini kaybettin sen yaa! Yapissana kizim adama, opsene adami! Ay vallahi umitsiz vakasin ha Nefes! Sanki Trabzon’da cok sosyal bir hayatin varmis gibi, sanki pesinde kirk tane adam varmis gibi bi “Canim hic opmiim!” halleri..
Neden kactin Kivanc’tan? Adam ne dusunecek simdi senin icin? Harika bir gece, gokte mehtap var, dans desen var, adam desen off! ama Nefes Hanim geri basti! Niye? Koyverdun gittun beni! Hayir anlamiyorum ki, hic birsey yapmadan, taa Trabzon’dan beni nasil delirtebiliyor bu adam? Istemiyrim seni Tahir! Istemiyrim!...Sal beni yaa!”
Nefes kendine sinirlene, sove uykuya dalar.
Ertesi sabah kalktiginda Perus’un bavulu hazirlanmis kapida duruyordur.
Nefes: Perus ciddi misin?
Perran: “Trabzon’a gelme konusunu soyluyorsan cok ciddiyim Nefes!”
Nefes: “Nereden cikti simdi bu anlamadim ki!”
Perran: “Salih’in sevgili esi Sinem sagolsun biraz saf bir kiz.. Bana senin basina gelen herseyi anlatti. Elbette bir anne olarak bunu once benim ogrenmem gerekiyordu ancak sizler maalesef hayirsiz cocuklar oldugunuz icin bunu o sican suratli’dan ogrenmek zorunda kaldim! “
Nefes korkarak “ Ogrendin demek! Ben seni endiselen…” derken
Perran: “Bir ruh hastasi benim kizimin evine girecek, tehdit edecek ve ben bunu ogrenen son kisi olacagim oyle mi? Teessuf ederim Nefes! Bir anneye bu yapilmaz!”
Nefes: “Aksine bir anneye tam da bu yapilir Perus! Tamam iste oldu bitti gitti, Salih halletti. Cozuldu mesele. Lutfen rahatla annecim!”
Perran: “Hayir efendim! Tahir Beyler hala sizi sayikliyormus oyle mi?”
Nefes: “Yok yaa, o kadar mi yani? Adamin beni sayikladigi falan yok! Kendine geliyor o! Rahat ol sen!”
Perran:” Ben ne zaman ki oraya giderim, vaziyeti kendi gozumle gorurum, o zaman rahat ederim cocugum!”
Nefes sabaha kadar da itiraz etse bir sey degismeyecegini biliyordur. “Tamam Perusum, basimin ustunde yerin var!”
Perran: “Ha soyle! Azicik da anneni agirla bakalim Nefes Hanim! “
Nefes Perran’a sarilip gidiklamaya baslar.
Perran: “Gidiklama bak…Ayyy! Ahahah! Nefes yapma diyorum bak kiziyorum…Ahahhahha!”
O esnada Trabzon’da Mustafa’nin telefonu calar “ Alooo!”
Ali: “ Mustafa Abi selamlar ben Ali. Tahir’in devresi”
Mustafa: “ Ha Ali! Aleykum selam! Buyur!”
Ali: “ Abi ben dun Tahir’le konustum da..Askerde olanlari hatirlamiyormus ve bugun onu arayip benden anlatmami istedi. Sence Tahir bunun icin hazir mi?”
Mustafa dusunur “ Ali.. simdi aslanum o az biraz daha gendini toparlasun benca. Zaten doktoruna garim diyi bisiler diyi, bi de bu gelmesin ustune ha aslanum? O gafayi toparlayunca el birligiylan anlaturuz.”
Ali: “ Ben de oyle dusundum abi..O zaman senden haber bekliyorum!”
Mustafa: “ Tamam aslanum, ben saga haber vericin! Hayde gal saglicakla!”
Ali : Sagol abi, iyi gunler!
Ali telefonu kapattiktan sonra arkasina yaslanir. “ Tahir o geceyi hatirlamamak icin mi kendine boyle bir hayal yarattin be devrem?”
Nefes ve Perran’in ucagi Trabzon’a ogleden sonra iner. Nefes’in ertesi sabah erkenden bir ameliyati oldugu icin Nefes Trabzon’a erken gelmek istemistir. Nefes otopark’tan arabayi alir ve eve giderler.
Perran evi cepecevre saran demir parmaklilari gorunce durumun vehametini daha iyi anlamistir.
Perran buzdolabina yaninda getirdigi ev yapimi manti, visne likoru ve enginarlari yerlestirir. Nefes birer Turk kahvesi yapar ve balkona gecerler.
Nefes’in akli Yigit’tedir. Onu ozlemistir.
Nefes: “Perus sana Yigit’ten bahsetmistim ya hani.”
Perran: “Evet su yavrucak..Hayirdir bir sey mi oldu?”
Nefes: “Ben diyorum ki sana ayip olmazsa ben gidip onu gorsem. Cok ozledim!”
Perran: “Elbette kizim ama insanlar musaitler mi bakalim. Aradin mi?”
Nefes: “Simdi arayacagim..Hem yarin okula gitmeden Yigit’e aldigim hediyeleri de goturmek istiyorum.”
Perran: “E hadi o zaman daha fazla gecikmeden ara istersen.”
Nefes Tahir’I arar. Telefon 4. calista acilir.
Nefes: “Tahir Merhaba! Musait misin?”
Tahir: “Aleykum selam Nefes! Buyur, ne vardi?”
Nefes Tahir’in bu gicik tavrina sasirmistir..
Nefes: “Ben eger evdeyseniz ve musaitseniz gelip Yigit’I kisa bir sure gormek istiyorum. Ona Istanbul’dan hediyeler aldim, onlari da vermek istiyorum.”
Tahir: “Degiluz ama saga ugrariz, sen verirsin verecegini..”
Nefes: “Peki! Oldu o zaman…Ben evdeyim, bekliyorum.”
Tahir: “Hayde o zaman!” der ve kapatir.
Nefes : Hoduk yaa! Katiksiz hoduk!
Perran: “Musaitler miymis?”
Nefes: Evde degillermis teyze ama gecerken ugrayacaklar ve ben Yigit’e hediyesini verecegim.
Perran: Isabet olmus kizim..Sen de daha fazla yorulmazsin.
Yaklasik 1 saat sonra Murat’in arabasi kapinin onune ceker. Murat arabadan inip, Yigit’in elini tutarak Nefes’in kapisina gelir ve zili calar.
Kapiyi Perran acar.
Murat: “Sey! Pardon biz Nefes Hanim’a bakmistik da!”
Perran: “Buyurun, ben annesiyim. Siz Tahir Bey misiniz?”
Murat: “Yok! Ben gardesi Murat..Opeyim teyzecigim” deyip Perran’in elini oper ve basina koyar.”
Perran: “Bu kucuk adam da Yigit mi? “
Yigit boncuk gozleriyle Perran’a bakiyordur.
Yigit: “Merhaba teyze!"
Perran bu kucuk adami sevmistir. “Merhaba kucuk adam! Ne tatli seysin sen oyle!” Murat’a doner ve “Buyurmaz misiniz cocugum?” der.
Murat: “Sey abim arabada bekliyi, biz girmesek daha iyi olacak.” Tahir Murat’a “Verecegini versin, iceri girme, Yigit’I al gel” demistir.
Nefes o sirada Yigit’e aldigi hediyelerle gelir ve “ Aaa! Geldiniz mi? Gelsenize iceri deyip Yigit’e kosar. Yigit’I kucaklar iceri sokar ve operek dondurmeye baslar.
Nefes: “Yigidim! Kuzum! Cok ozledim ben seni! Sen de beni ozledin mi birtanem?”
Yigit kikirdiyordur “ Cok ozledim ki yaa!”
Nefes:” Ben yokken neler yaptiniz bakalim?”
Yigit: “ Hep beraber yayla'ya gittik, oyunlar oynadik..Tahir Abi’mle balik tuttuk, beni bilyali’ya bindirdi biliyomusuuun? Cok sevdim ben, cok! Yine gitcez biz!”
Nefes’in aklina Tahir’in anlattiklari gelir “ Yigit ayrica balik tutmayi ve bilyaliya binmeyi cok sever.”
Nefes: Yaa! Ne guzel! Baska? Havuza gittiniz mi mesela?
Yigit: Yoo gitmedik!
Nefes: “O da guzeel! Yigit sen yuzme biliyor musun ablacigim?”
Yigit: “Bilmiyorum, hic denize gitmedim ki!”
Nefes: “Tamam o zaman..En kisa zamanda yuzme derslerine basliyoruz! Seni havuza goturup derslere baslatacagim tamam mi?”
Yigit: “ Yasasiiiiin!” der ve Nefes’e sarilir. Nefes’e egilerek fisiltiyla “ Sana soyledigimi soyleme sakin ama maafetmissin Tahir Abi’mi” der.
Nefes guler “ Ne etmisim? Ne etmisim?”
Yigit: “Maafetmissin!”
Nefes : “O maafetmek degil, mahvetmek. Soyle bakayim 3 kere.. mah vet tin .
Yigit: “Maf…Ay aman! Mah vet tin! Mah..Ya Nefes abla bu cok zor yaa!”
Nefes: “Anlamam ben! Devam et hadi. Mah vet tin.”
Yigit:” Mahvettin!”
Nefes: “Aferin benim akillima! Sen nereden biliyorsun bakalim Tahir Abi’nin mahvoldugunu?”
Yigit Nefes’in kulagina egilir “ Tahir Abim sabah kulaklikla muzik dinliyodu ve kendi kendine “Maf..Ay yok! Mah-fettin beni Nefes, mah-fettin beni Nefes” diyip duruyodu. Sen naptin ki Tahir Abime?”
Nefes guler: “Mahvettin..V’yle, F ile degil..Aman neyse bosver.. Ben bir sey yapmadim birtanem! Sen Tahir Abi’ne bakma, mahvolmak onun hobisi! Gel bak sana neler aldim ben neleeer!”
Nefes hala kapida bekleyen Murat ve Perran’a donup “ Murat, lutfen girsene iceri, kapida kaldin” der.
Murat cekinerek “Nefes sagolasin ama abim arabada o yuzden biz kalmayalim, gidelim.”
Nefes : “Anladim. Yigitcigim, o halde simdi sen hediyelerini aliyorsun ve Tahir Abi’ni daha fazla bekletmemek icin arabaya gidiyoruz. “
Murat Perran’in eline atlar. “ Opeyim Teyze! Tekrar hosgeldiniz!”
Perran: ”Berhudar ol evladim!”
Nefes Yigit’in elinden tutup arabaya dogru yurumeye baslar. Tahir karsidan Nefes’in geldigini gorunce heyecanlanir. Nefes’ini cok ozlemistir.
Nefes arabaya gelir, Tahir’in yan bakislari esliginde arka kapiyi acip Yigit’I yerlestirir ve kemerini baglar. Murat’da obur kapidan Yigit’in hediye paketini koyar.
Tahir on koltukta sesini cikartmadan oturuyordur ve cami aciktir.
Nefes ” Merhaba!”
Tahir : “Aleykum Selam!”
Nefes: “Nasilsin?”
Tahir:” Sukur!”
Nefes: ……….
Tahir: …………
Nefes birden Tahir’in kulagina egilip, fisildayarak “Kulaginda kulaklik varken yuksek sesle mahvettin beni Nefes diye konusma, cocuk duyuyor, akli karisiyor. Ha bu arada, Yigit yarin okula yeni Nike’larini giyecek. Sabaha ayaginda gormek istiyorum! Hadi sana iyi gunler!”
Tahir dona kalir.
Nefes : “Muratcigim herkese selam soyle. Yigitcigim, yarin sabah gorusuruz birtanem!” deyip eve yurur.
Tahir Nefes’in arkasindan baka kalir. Ula Yigit! Ula Yigit! Anasinin oglu!
Tahir arkaya doner “ Ula sen benim dedugimi ne soyliisin bu Riv Rivci Geyik’e?”
Yigit kikirdayip Tahir’in taklidini yapiyordur “ Mahfettin beni Nefes! Mahfettin beni Nefes!”
Tahir guler “ Seni sipa seniii! Yaktin basumi!”
O esnada Perran camdan araba’ya bakiyordur “ Demek Tahir sensin! Seninle bir tanisalim bakalim Deli Tahir!”
No comments:
Post a Comment